29 Temmuz 2016 Cuma

Nilüfer'in Terminolojisi : 'Tango Kadınları ve Gemiler' Kavramım

Bilirsiniz; İngilizcede gemiler dişildir ve onlardan bahsedilirken 'she' kullanılır. Bu kullanım, geminin Latincedeki karşılığı olan Navis kelimesinin dişil olmasından kaynaklanır. Latince kökenli tüm dillerde bu dişil kullanım geleneksel hale gelmiştir.

Gemilerin dişil olması konusundaki sayısız görüşten bana en inandırıcı gelenler ise şunlardır:
      * Antik çağlarda denizciler, sefer sırasında onlara şans getirmesi ve açık denizde onları koruması için gemilerine koruyucu tanrıçaların isimlerini verirlermiş.
      * Uzun seferler sırasında sevdikleri kadınlardan uzak kalacak olan denizciler, gemilerine sevdikleri kadınların isimlerini vermeyi tercih ederlermiş. 

Gemilerden dişil olarak bahsedilmesi geleneği günümüzde de devam etse de, Lloyd's List* 2002 yılında yayımladığı bir kararname ile, tüm dünya ile uyumlulaşmak adına artık gemilerin 'she' değil 'it' olarak nitelendirileceğini belirtmiştir.  ( çok üzücü :( )

Tüm bu bilgilerin Tango ile ne alakası var diyeceksiniz. Tango kadınları da ( daha geniş ifade ile follower'lar) gemiler gibi hareket ederler ve onlara bir gemiye davranılacağı gibi davranılmalıdır. Denizcilikte, geminin gitmesi istenen yönü / rotasını  ve hızını belirleyen kaptandır ancak o da geminin rotada kalması için rüzgarın yönünü,hızını, dalga boyunu,dünyanın manyetik alanını, geminin manevra kabiliyetini vb. göz önünde bulundurmak zorundadır. Tüm bu faktörler geminin tepki zamanını da etkiler. Daha net ifade ile, 3 derece sancağa gitmek istersen dümeni 3 derece sancağa kıramazsın, yanlış rotaya girmiş olursun.

İyi tabir ettiğimiz leader'lar bu durumun farkındadır. 'Kadının dans etmesine izin vermek' olarak da bahsederiz derslerde. İyi tabir ettiğimiz follower'lar da bunun farkındadır. 'Active follower' olarak da bahsederiz derslerde. 

Leader bu kavramı tecrübe etmemişse partnerini oradan oraya alır-koyar, kukla gibi. Takibi iyi bir kadın bu aşırı etki ile baş ederken dans eden çift dışarıdan iyi görünebilir-belki- ,ancak içeride oradan oraya savruluyor, rızası dışında sürükleniyor gibi hisseder. 

'Tango Kadınları ve Gemiler' KAVRAMIMI özel dersler ve özel pratiklerde detaylıca anlatıyor, tercübe ettiriyorum.
Beklerim ,)


 (* Lloyd's List 1734'den beri Londra'da yayımlanan ve tüm dünyanın takip ettiği bir denizci gazetesidir.) 


NT
29.07.2016

22 Temmuz 2016 Cuma

Milonga Paraiso - 13 Temmuz 2016

13 Temmuz'da İzmir'e 2 saat mesafedeydim. Milonga Paraiso'da da Daniel & Christina nın gösterisi olacaktı. Hadi gideyim dedim ve gittim.

Uzun zamandır göremediğim arkadaşlarımla karşılaştım.Ankara-İstanbul-Eskişehir olarak daha sık görüşebiliyoruz ancak İzmir'le ancak senede bir büyük festivallerde denk gelebiliyoruz. O yüzden bu kaçamakta onlarla merhabalaşmak çok iyi geldi bana.

Otelin çok tatlı bir terası var. Pist güzel.
Katılım, Ankara'nın haftalık milongaları ile aynı sayılırdı.

Daniel & Christina baya eğlenceli bir gösteri hazırlamışlardı, onlardan bu tarzı beklemiyordum açıkçası. Enerjilerinde bir değişiklik vardı sanki. Hoşuma gitmedi değil. Değişime açık biri olarak, farklı şeyler deneyenleri seviyorum.

10 gündür dans etmiyordum, çok özlemişim. "İyi ki gelmişim" dedim.

Milonganın sonuna doğru bir anons yapıldı. Gecenin ne kadar güzel olduğu söylendi. İzmir, bundan sonra da - gösteri olmasa dahi- milongalarda bu katılımı sağlamaya davet edildi. Tango eğitmenleri /organizatörleri bu tarz anonsları yapmak zorunda kalmamalı

İnsanı düşündürüyor.

NT
22.07.2016


21 Temmuz 2016 Perşembe

Tencereden geçip giden fare gibi..


Bir tencere sütün içinden geçen fare geldi aklıma. Bu görüntü aklıma o kadar sağlam kazınmış ki, bunun bir deyim olduğunu sanmışım. Meğer aile büyüklerinden dinlediğim gerçek hikayenin bir parçasıymış.

Bir tencere süt kaynatılmış, soğusun diye de tencere yere konmuş. Farenin teki tencerenin bir yanından girmiş süte, öbür yanından çıkıvermiş!  Eh köylük yer,eski zaman, yoksulluk var tabii. Bi tencere süt bulunmuş, öyle kolay kolay dökülemiyor içinden fare geçti diye. El mahkum, içirilmiş o süt çocuklara.

Hayatıma girenlerden bazıları BENİM - benim!- tenceremdeki fare gibi, sepetteki çürük elma gibi. 
Ne sütü dökmeye kıyabiliyorum, ne sepetten çıkmak istiyorum. Ne münasebet !

"Bir sepet sağlam elma, içindeki bir çürük elmayı sağlama çıkartamaz. Fakat bir çürük elma, hepsini çürütür."

Neyse ki ben Nilüfer'im. Güzel çiçeklerimi köklerim çamurdayken açabiliyorum.

NT
21.07.2016




2 Temmuz 2016 Cumartesi

Tango kadınları ve topuklu ayakkabılar #1

Vücudumuz hiçbir ilaveye gerek olmadan "çalışabilecek" şekildedir.
Bütün gün masa başında bilgisayarda çalışarak, kanepede televizyon izleyerek,saatlerce topuklu ayakkabıların üzerinde dans ederek bu işlevselliği kullanmıyor / bozuyoruz.
Bozduğumuz şeyleri tamir etmek için ise hiçbir şey yapmıyor, vücudumuzun kendi kendini tamir etme yeteneğine güveniyoruz; o iflas edip ağrılar sızılar başlayana kadar.

Topuklu ayakkabılarda enfes görünüyoruz: ayak bilekleri, baldırlar,kalçalar...

yalnız,enfes görünmemizin bir sebebi ağırlık merkezimizin yer değiştirmesi ve omurgamızın bu değişikliği destekleyecek şekli almasıdır.sonuç: bel çukuru belirginleşir, kalçayı daha kavisli gösterir. 
omurganın yeni şeklini destekleyecek kaslarımız ise bu yeni duruma alışkın olmadığından (güçlü olmadığından ), bir süre sonra bel ağrısı olarak bize kendi dertlerini anlatırlar :) 

**Her şey bir sebep-sonuç ilişkisinden ibarettir: sonuçtan memnun değilsek sebepleri değiştirmeliyiz. ancak hepsinden önemlisi, sebepleri doğru tespit etmektir.**

Dans ederken belimiz ağrıyorsa sebep topuklu ayakkabılarda dans ediyor olmamız değil, bel ve sırt kaslarımızın yeterince güçlü olmamasıdır. Dans ederken kullanacağımız kas gruplarını güçlendirdiğinizde dansınızın da ağrısız keyfe dönüştüğünü göreceksiniz. 

Bir sonraki yazımda bel/sırt güçlendirme ve baldır/aşil esnetme egzersizlerinden bahsedeceğim.

öpüldünüz :*