11 Nisan 2016 Pazartesi

Dans ederken rahatsız olduğum şeyler #2:"Bugün ne kadar güzelsin !"

Dans neydi?
Dans; önce güvenini sunmaktı, sonra güven talep etmekti.
Dans, "o bana uysun"u bir kenara bırakmaktı.
Dans,"ona ayak uydurmalıyım"ı bir kenara bırakmaktı.
Dans,"birlikte bir dil oluşturunca ne güzel oluyor"du.

Dans ederken ne bacağının dekoltesini görürsün, ne yüzünün güzelliğini.Ne saçındaki jöleyi görürsün, ne kravatının rengini. Dans ederken içini görürsün, görmelisin,göstermelisin. Açık etmemek mi? evet, o da bir tercih.

Ne güzel adamlar görürsün, elini tuttuğunda bomboş hissettirir. Ne özensiz kıyafetler görürsün, elini tuttuğunda sana ilham verir.

Gözün gördüğü güzellik sosyal dansındaki memnuniyetini garantilemez.

Milongada dans ettiğim insanlar kılığımı değil,dansımı beğenerek benimle dans etmek istesinler. Güzellik yarışmasına katılmış birine "bugün ne kadar güzelsin" derim. Kapanıp dans etmeye gitmişsem de karşımdakinin verdiği hisle alakalı iltifat ederim. Haa,görüntüsünü beğendiysem ve söylemeden edemeyeceksem belirtir geçerim tabii.Benim derdim, üstüne basa basa güzelliğe vurgu yapılmasında. Öyle olduğunda kimseyle dans edesim gelmiyor!

Demem şu ki; amaca yönelik iltifat edin: güzelliğini elde etmekse görüntüsüne, dansını yaşamaksa dansına.

NT
6 Mart 2016