26 Ocak 2018 Cuma

Profesör Hastalığı

Bölümdeyken dersini aldığım Profesör unvanlı hocalarımda yaptığım gözlemlerin sonucunda oluşturduğum bir kavram : Profesör Hastalığı

Orta okuldan beri düşünürüm; öğretmenler her sene aynı şeyleri farklı kişilere anlatmaktan, hep yeniden, yeniden başlamaktan hiç sıkılmazlar mı diye .

Sıkılıp sıkılmadıklarını bilemem ama yıllar geçtikçe, konu hakkında tek bir kelime bile bilmeyen öğrencilerine bazı ufak tefek şeyleri biliyormuş gibi davrandıkları çok net. İnsanın bilgi dağarcığı, dünya görüşü genişledikçe; konu hakkında tecrübeleri, çıkarımları arttıkça, yorumlamaları derinleşip entellektüelleştikçe bu gelişen enginleşen fikir+bilgi havuzuna son eklenenleri aktarma isteği refleksif olarak ağır basmaya başlıyor.

Öznel farkındalıklar bizi diğerlerinden farklı kılan şeylerdir. Konunun temellerini herkes anlatır ama sizi tercih edilir kılan bu öznel farkındalıklarınızın kalitesidir. Profesör hastalığına yakalananlar, temelleri yüzeysel geçip bir an önce "kaliteli bilgi"yi aktarma isteğiyle, karşısındakilerin  o temelleri bildiğini var sayar, varsaymak ister- bilinçaltı böyle çalışır.

Tango eğitmenleri de farklı değil.

Konuya farklı bir açıdan değinerek yazımı bitireceğim: Her bilgiyi dile getirmek değil, temel eğitiminin kalitesini arttırmak için farkındalıklarını ne şekilde sunduğundur önemli olan.

NT-Ocak 2018

1 yorum: